Sayıştay tarafından yıllık olarak yapılan denetimler sonucunda hazırlanan ve TBMM’ye sunulan denetim ve değerlendirme raporları her alanda olduğu gibi eğitimde de kötü yönetimin göstergeleri olan plansızlık, atamalarda liyakate uymama gibi sorunların ve kamu kaynağının etkin ve verimli kullanılmadığının devletin en üst denetim organı tarafından tespitini ortaya koymaktadır.
MEB’in 2019 bütçesine ve üniversitelere ilişkin Sayıştay Raporlarında yer alan tespitler ülkemizin geleceğini tesis edecek eğitim sisteminin durumunu ortaya koyması bakımından çok önemli ve değerlidir.
Çünkü çağımızın en önemli sermayesi olan insan kaynağını tesis edecek eğitim sistemi bu anlamda ülkemizin sadece bugünü ile ilgili değil, geleceğini de şekillendiren en önemli yatırım aracıdır.
Sayıştay Raporları ne yazık ki hep dile getirdiğimiz ve eğitimin hatta ülkemizin temel sorunu dediğimiz plansızlığı, liyakatsizliği yani eğitim sistemindeki sistemsizliği resmi olarak ortaya koymuştur.
MEB’in 2019 bütçesine ilişkin olarak Sayıştay tarafından hazırlanan rapordan aynen alınan şu tespitler dikkat çekicidir:
- Ülke genelinde öğretmen ihtiyacının yüksekliği karşısında aynı zamanda norm fazlası öğretmen bulunması kısmen mevzuattan ve konuya ilişkin yargı kararlarının uygulanma zorunluluğundan kaynaklanıyor ise de dengesizliğin en önemli nedenlerinden birinin Bakanlık tarafından sağlıklı bir planlama yapılmaması ve özellikle bazı merkezlerde ihtiyacın çok üzerinde öğretmen görevlendirilmesi olduğu açıktır.
- Zorunlu çalışmanın amacına hizmet edecek şekilde uygulanması, kurumlar arası öğretmen dengesizliğini ve norm fazlası atıl öğretmen sayısını artıracak müdahaleler yerine, her kurumun öğretmen ihtiyacının karşılanmasını sağlayacak bir dengenin oluşturulması amacıyla hizmet bölgelerinin ve alanlarının ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik ve yakınlık gösteren illerin gruplandırılmasını sağlayacak biçimde güncellenmesi, ayrıca azami çalışma sürelerine riayet edilmesi suretiyle eğitimde kalite, fırsat eşitliği ve etkin kaynak kullanımının güvence altına alınmasının büyük önem taşıdığı değerlendirilmektedir.
- Kadrolu öğretmen istihdamında güçlük yaşanan bölgelerde öğretmen ihtiyacını karşılamaya yönelik bir model olarak uygulamaya konulan ve özellikle eğitime erişim hakkı ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasında büyük ölçüde başarı sağlayan sözleşmeli öğretmen istihdamının amacından uzaklaşmasına yol açan ve her geçen yıl artış̧ gösteren uygulamaların sonlandırılması için etkili önlemler alınması gerekmektedir.
- Eğitim bütçesinde çok önemli bir meblağa ulaşan taşımalı eğitim giderlerinde tasarruf sağlanması ve bu ödeneklerin verimi yüksek alanlara kaydırılarak eğitim ve öğretimdeki altyapı ve kalite sorunlarının çözümüne öncelik verilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
- Destekleme ve yetiştirme kurslarının asli amaçlarını gerçekleştirecek kapsam ve içerikle sınırlı tutularak etkinliğinin artırılması ve bu alanda sadece ders ücreti olarak harcanan önemli tutarlardaki kaynağın daha verimli alanlarda kullanılması için gerekli düzenlemelerin yapılması yararlı olacaktır.
- FATİH Projesinin temel amacı Bilgi Toplumu Stratejisini gerçekleştirmek ve bölgesel farklılıkları gidermek, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında bilgi ve iletişim teknolojisi altyapısını geliştirmek, öğretmenlere ve öğrencilere etkin bilgi ve iletişim teknolojileri becerilerini kazandırmaktır. Bu kapsamda projenin altyapı yatırımları; etkileşimli akıllı tahta, ağ̆ alt yapısı kurulumu ve geniş̧ bant internet erişimi olmak üzere üç temel bileşenden oluşmaktadır. Projede bugüne kadar farklı tarihlerde yapılan ihaleler ile 432.288 adet etkileşimli tahta alımı yapılarak 19.752 okula kurulumu gerçekleştirilmiş̧, faz1 ve faz2 ihaleleri ile yaklaşık 15.103 okula VPN erişimi için ağ alt yapısı kurulumu yapılmış̧, 13.312 okula ise geniş̧ bant internet erişimi bağlantısı sağlanmıştır.
Ancak yatırım harcamaların gerçekleştirilmesi süreçlerinde bu yatırımların okul düzeyinde eşleşmesi hususunda karar mekanizmalarının veriye dayalı bir yönetim modeli üzerinden değerlendirme yapmadıkları ve yapılan yatırımın kullanımı için mutlak bir zorunluluk olan üç bileşeninde birlikte bulunması hususuna yeterli özeni göstermedikleri görülmüştür. Okul düzeyinde Projenin temel bileşeni olan etkileşimli tahta ve ağ̆ altyapısı açısından konu incelendiğinde yatırım planlamasının önemi ortaya çıkmaktadır. Etkileşimli tahtası olup ağ altyapısı olmayan okul sayısı 6.059 iken ağ altyapısı olan fakat etkileşimli tahtası olmayan okul sayısı 1.498’dir. Bir diğer ifade ile ağ alt yapısı kurulan okulların %9,9’unda etkileşimli tahta bulunmamakta, etkileşimli tahta bulunan okulların %30,6’sında ağ altyapısı bulunmamaktadır. Toplam 7.557 okulda projenin bileşenlerinden sadece birkaçının yer alması sebebiyle sahip olunan donanım ve altyapı etkin ve verimli kullanılamamakta, bunlar için harcanan kaynak atıl duruma düşmektedir.
Projeden beklenen amaç̧ ve hedeflere ulaşılması ve faydanın elde edilmesi için projenin altyapı bileşenlerini oluşturan etkileşimli tahta, internet ağ altyapısı ve internet erişiminin eş zamanlı olarak yapılacak yatırımlar ile eğitim kurumlarına ulaştırılması büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda yapılmış̧ yatırımların etkin kullanımı sağlamak amacıyla yatırım planlamalarında aynı konuda yeni yatırımlar yapmaktan ziyade eksik kalan yatırımların tamamlanması öncelik olarak değerlendirilmelidir.
- Eğitim sisteminin etkili, güven duyulan ve yasal çerçevesi ile uyumlu bir şekilde yönetilmesinin güvence altına alınmasını sağlamak amacıyla ilçe milli eğitim müdürlüğü kadrolarına yapılan atamalarda yasal düzenlemelerle getirilen liyakat ve kariyer ilkelerine riayet edilmesi, hukuka aykırı atamaların iptal edilmesi ve bundan sonra yapılacak atamalarda yasal düzenlemelere uygun olmayan uygulamalara mahal verilmemesi gerekmektedir.
Sayıştay raporunda yer alan tespitler çok önemli hususlara işaret ediyor. Şöyle ki; MEB’in resmi açıklamasında atama bekleyen öğretmen sayısı 2019 itibariyle 376 bin iken Sayıştay raporunda ülke genelindeki öğretmen ihtiyacının 138 bin 393 olduğu ifade ediliyor. Rapor bu konuda da yine plansızlığı ortaya koyuyor ve en fazla öğretmen ihtiyacının olduğu İstanbul’da 31 bin 33 açık varken Ankara’da 45 bin öğretmenin ise norm fazlası olduğunu tespit ediyor.
Öte yandan ülkede her alana sirayet etmiş liyakat sorununun MEB’de de karşımıza çıktığını yine bu rapor gösteriyor. 2018-2019 yıllarında ilçe milli eğitim müdürlüğü kadrosuna atanan personele yönelik incelemeler ile personelin yüzde 70’inin kadroya atanmak için gerekli şartları taşımadığı, İlçe milli eğitim müdürlüğü kadrosundaki 127 personelden sadece 38’inin liyakate göre belirlendiğini Rapor ile tespit edilmiş durumda.
Raporda taşımalı eğitime dair tespitlerden 2018-2019 eğitim ve öğretim yılında toplam 1 milyon 324 bin öğrencinin taşıma hizmetlerinden yararlandığı ve 3,9 milyar TL ödeme yapıldığı duyurulduğu halde taşımalı eğitimin planlanmasında, “Araç kapasitelerinin öğrenci sayısı ile uyumlu olmaması, hatalı araç güzergâhı düzenlenmesi, velilerin yersiz taleplerinin dikkate alınması, pansiyonlardaki öğrencilere öncelik verilmemesi” gibi sorunlar yaşandığı öğrenildi.
Sayıştay’ın üniversitelere ilişkin yapmış olduğu denetim raporlarında ise üniversitelerimizin bazı bölümlerinin hiç öğrencisi olmadığı, bazı bölümlerinde hiç akademisyen ve öğrenci olmadığı, faaliyete geçmemiş üniversitelere atama yapıldığı, eğitim olmayan üniversitelerde personel istihdam edildiği gibi pek çok sorun ortaya konulmuştur.
5018 sayılı Kanun’un “Hesap verme sorumluluğu” başlıklı 8’inci maddesinde her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanların, kaynakların etkili, ekonomik, verimli olarak elde edilmesinden ve kullanılmasından sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Atıl denilen, plansız kullanıldı denilen kaynaklar ülkemizin her bir vatandaşının alın teri ile kazanılmış milli kaynağımızdır. Bu ülkeyi seven bu ülke için çalışan, emek veren, yorulan herkesin alın terinden elde edilen kaynağın plansız kullanılarak israf edilmesini hiçbir vicdan hiçbir akıl hiçbir yürek kabul edemez.
Raporda emeği geçen ve bu hususları tespit eden denetçilere teşekkür ediyoruz.
Ülkemizin her ferdine bu konudaki bakışımızı bir kez daha açıklamak ihtiyacı ile, eğitimin siyaset üstü bir konu ve bu ülkede yaşayan her bir ferdin ortak paydası olduğunu ifade etmek isteriz. Eğitim zamanında bizlerin, şimdi çocuklarımızın içinde büyüdüğü ve geleceği şekillendirecek olan en önemli alan. Artık bu bakış açısıyla eğitime bakmalı, eğitimin tüm taraflarının söylediklerini dikkate almalı, aksayan, sıkıntılı olan bu sistemi mümkün olan en kısa sürede olması gerektiği şekle dönüştürebilmek ve gelecek hedeflerimizi belirleyerek toplumsal mutabakatla çağı yakalayan, teknolojik dönüşüme adapte olabilmiş, geleceğe hazır nesiller yetiştiren bir Türk Eğitim Modelini kurmalıyız. Biz bunun için gerekeni yapmak kararlığındayız.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur