Eğitim Politikaları Başkanlığı

Çocuklarımızın Çocukluklarını Yaşamasını Sağlayacağız Çocuklarımızın Çocukluklarını Yaşamasını Sağlayacağız

20 Kas 2020

Bugün 20 Kasım, Dünya Çocuk Hakları günü.

Ülkemizin ve Dünyamızın geleceği olan çocuklarımızın, kötü yönetimin ve yanlış politikaların bedelini onlara ödetmeyecek yeni bir anlayışa ihtiyacı var.

Çünkü Dünya Çocuk Hakları Günü’nde ne yazık ki dünyanın dört bir tarafında çocuklar, çocukluklarını gerektiği gibi yaşayamıyorlar, yaşama, barınma, sağlık ve eğitim gibi temel alanlarda ve fiziksel, psikolojik ya da cinsel sömürü gibi durumlara karşın korunmaları ihtiyacı bulunuyor. Ülkemizde de ne yazık ki çocuklarımız eğitimde fırsat eşitliğine sahip değiller, pek çok çocuğumuz eğitimin zorunlu dönemi sona erdiğinde eğitim hayatından ayrılıyorlar ve çocuklarımız çocuk işçiliğinin öznesi konumundalar.

Ülkemizde çalışan çocuklardan %34,3’ü eğitime devam edememektedir.

Türkiye’de 5-17 yaş arasında kayıtlı olarak 720 bin çocuk çalışıyor. Bu çocuklarımızın %34,3’ü eğitime devam edemiyor. Kayıtdışı olan ve çocuk işçiliğinin öznesi konumundaki çocukların sayısına ve okula devam durumlarına ilişkin ne yazık ki bir veri yok.

Eğitimde kötü yönetimin faturası çocuklara kesildi.

Eğitim sistemi 2002’den bu yana 16 kez değiştirildi. 4+4+4 adı verilen 12 yıllık zorunlu eğitim sisteminde eğitime ortalama devam süresi 8.2 oldu.

Okulların nitelikli ve niteliksiz olarak tanımlanması ile de çocuklarımızın Anayasal hakkı olan nitelikli eğitime erişimde fırsat eşitliği hakkı rafa kaldırıldı.

TÜİK 2019 Yaşam Memnuniyeti Analizine göre bu hizmeti alanların yarısı eğitimden memnun değil. Rakamlar da ne yazık ki bunu ortaya koyuyor.

15 yaş grubu öğrencilerin sadece %3'ü yüksek başarı seviyesinde okuma becerilerine sahip iken, 18-34 yaş arası her üç kişiden biri okulu erken terk etmiştir.

Engelli çocuklarımızın eğitime erişimi yok.

Ülkemizde kayıt altında olan 0-18 yaş arasındaki engelli çocuk sayımız 401 bin 539 iken bu çocuklarımızdan sadece 52 bin 359’u eğitim alıyor. Yani engelli çocuklarımızın sadece %13’ü özel eğitim alıyor.

COVID-19 ile Eğitimde yaşanan sorunlar daha da derinleşti.

Zorunlu örgün eğitimde toplam 18 milyon 241 bin 881 öğrencimiz var. MEB verilerine göre devlet okullarına kayıtlı öğrencilerden 3 milyon 17 bin 718 öğrencinin evinde internet yok, öğrencilerin %30'unun kendine ait bilgisayarı yok. Bu da 5 buçuk milyon öğrenciye tekabül ediyor, devlet okullarına giden öğrencilerden 754 bin 429 öğrencinin evinde televizyon yok, Avrupa ülkeleri arasında internet hızında en son sıralardayız.

MEB’den yapılan açıklamaya göre EBA platformunda erişim kapasitesi şu anda 50 bin sınıf için aynı anda canlı yayın yapma ve 1 milyon öğrencinin aynı anda bağlanmasıyla sınırlı. Bu da EBA’nın alt yapısının halen gereken yeterlilikte olmadığını da ortaya koyuyor.

Eğitime OECD ortalamasının yarısı kadar bütçe ayırıyoruz.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) 2019 raporuna göre ; Türkiye eğitime en az harcayan 3’üncü ülke konumunda. Türkiye’de ilkokuldan üniversiteye kadar her öğrenci için yıllık 5 bin 633 dolar harcanıyor. OECD ortalaması ise 10 bin 502 dolar.

Kısacası, kötü yönetim, yanlış planlama, kaynak ayırmama çocuklarımıza eğitimsizliği reva gördü.

Söz veriyoruz.

Söz veriyoruz; hayata gelen her bir çocuğumuzun sağlıkla yaşamına devam edebilmesi ve fiziksel, sosyal, akademik gelişmelerinin sağlanması, tüm çocuklarımızın çocukluklarını yaşayabilmesi için başta eğitim, sağlık ve sosyal politika alanlarında alacağımız tedbirlerle tüm çocuklarımızın sadece çocukluklarını yaşamalarının ötesinde çocuk hakları ve temel insan haklarının garanti altına alındığı, fırsat eşitliğinin, liyakatin, hukukun ve adaletin sağlandığı, şeffaf, adil, doğru ve etkin yönetim anlayışının esas alındığı bir ülkede hayat boyu yaşamalarını temin etmek en temel hedefimizdir.



  • İLGİLİ ETİKET:
  • #BASIN AÇIKLAMASI

SONRAKİ HABER

Eğitimde Bu Hafta 16-22 Kasım 2020

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar

20 Kas 2020