Bugün 24 Kasım Dünya Öğretmenler Günü. Ülkemizde öğretmenlerimizin durumu ise bu güzel günü buruk kutlamamıza neden oluyor.
Öğretmenlerimiz bugün ne yazık ki farklı statülerde görev yapmalarının yanı sıra diğer meslek mensubu devlet memurlarına kıyasen en düşük ücreti alan kamu görevlileri konumundalar.
Ülkemizde öğretmen açığı her geçen gün büyürken yarım milyon öğretmenimiz ise öğrencilerine, sınıflarına, okullarına kavuşabilmek için atama bekliyorlar.
Öğretmen açığı ise, yer değiştirme suretiyle yapılan atama, 2016’dan bu yana sözleşmeliliğin esas alındığı ilk atama, sözleşmeli öğretmenlik ve ders ücreti karşılığı öğretmenlik gibi palyatif çözümlerle kapatılmaya çalışılıyor. Oysa öğretmen ihtiyacı aslında eğitime erişme hakkı ve eğitimde fırsat eşitliği gibi Anayasal haklara da zarar veriyor.
MEB Bütçesi planlanırken bütçe üzerinde yük görülen öğretmenlerimizin eğitimdeki dönüştürücü kapasitesi gözardı ediliyor. Oysa COVID-19 süreci de bir kez daha gösterdi ki öğretmen olmadan eğitim olmaz.
Kötü yönetimin ve yanlış politikaların bedelini öğretmenlerimize ödetmeyecek yeni bir anlayışa ihtiyaç var.
Mevcut öğretmen kadrolarının dağılımında ülke geneli ve iller açısından dengesizlik olduğunu, planlamadaki zafiyetler nedeniyle öğretmen açığı sorunu çözüme kavuşturulamadığın, kısıtlı olan mevcut yetişmiş insan kaynağı ve buna bağlı olarak mali kaynaklar verimli kullanılmadığını, uygulamada norma aykırı atamalar nedeniyle birçok kurumda öğretmen fazlalığı, buna karşın birçok kurumda da öğretmen açığı bulunduğunu, atamalarda liyakatin esas alınmadığını sadece biz değil Sayıştay Raporları da söylüyor.
Öğretmenlerimizin sorunlarının çözümü için atılacak adımları biliyoruz.
• Öğretmenlik mesleğinin statüsü ve sosyal gereksinimleri, yükümlülükleri, sorumlulukları ve hakları için katılımcı bir anlayışla ve toplumsal mutabakatla hazırlanacak Öğretmenlik Meslek Kanunu yasalaşmalıdır.
• Öğretmenlerin çalışma koşulları iyileştirilmelidir.
• Meslekte kariyer basamakları ve uzmanlık uygulamalarının adaletli bir biçimde yürütülmesine dayanak oluşturulmalıdır.
• Tüm öğretmenlerin eşit statüye sahip olduğu ve öğretmen yeterliliklerine sahip olmayan kimsenin öğretmen olarak görev yapmadığı bir düzenleme gereklidir.
• Hiçbir sınıfın öğretmensiz kalmamasını güvence altında tutmak önemlidir.
• Atamalarda liyakat esas alınmalı sözlü mülakat kaldırılmalıdır.
Eğitimde reformu öğretmenlerimizle başlatacak ve öğretmenlerimizi değişim ile dönüşümün ana merkezi yapacağız.
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.” sözü bize yol gösterici olacaktır. Ülkemizin bekası, toplumun yaşam refahının yükseltilmesi için eğitim en birincil önceliğimiz olacaktır.
Söz veriyoruz; bizim iktidarımızda hiçbir öğretmenimiz maddi sıkıntı çekmeyecek, atanamadı diye hayatına son vermeyecek, sınıflar öğretmensiz, öğretmenler öğrencisiz kalmayacak…
Her öğretmenimiz onlara sağladığımız ücretsiz internet, ücretsiz bilgisayar, yurtdışında mesleki gelişim programları gibi imkanlarla eğitim sistemimizin ana öznelerinden olan öğretmenlerimize gereken tüm teknik ve donanımsal alt yapıyı sunarak Dijital Çağ Yetkinliklerine sahip olmaları için onların yanında olacağız. Küresel becerilere sahip öğretmenlerimizle birlikte 21.Yüzyılda tüm dünyaya örnek gösterilecek Türkiye Eğitim Modelini tesis edeceğiz.
Tarihimizin her döneminde, özellikle son dönem COVID 19 sürecinde özverili çalışmalarını ortaya koyan, eğitimin her şart ve koşulda devamını sağlayan fedakâr öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününü saygılarımızla kutlarız.