COVID-19 sağlık, ekonomi ve eğitim alanlarında tüm ülkeleri etkilemiştir. Özellikle düşük sosyo ekonomik gruptaki çocuklar bu süreçte eğitim imkanlarından çok daha az hatta hiç faydalanamamışlardır. Dünya çapında bir milyardan fazla çocuğun yüzyüze eğitimine ara verilmiştir. Ülkemizde de 18 milyon öğrenci ve 1 milyonu aşkın öğretmen ve eğitim çalışanı bu süreçten doğrudan etkilenen taraflardır.
Sürdürülebilir insan kaynağının gelişimi için kaliteli ve herkes için erişilebilir olan eğitim vazgeçilmezdir. Eğitim aynı zamanda çocuğun hayatta kalmasından anne sağlığına, cinsiyet eşitliğinden, yeni iş alanları oluşturmaya ve kapsayıcı ekonomik büyümeye kadar insanın gelişiminde önemli bir role sahiptir.
Eğitim özellikle kız çocuklarının erken evlendirilmesi, erkek çocuklarla eşit şart ve koşullarda bir hayata sahip olamaması, çocukların, özellikle erkek çocukların ağır ve tehlikeli işlerde çocuk işçiliğinin öznesi haline gelmesi gibi sorunların da önlenmesinde önemli bir role sahiptir.
COVID-19 öncesinde de ülkemizde eğitim ile ilgili çok temel sorunlar bulunuyordu. Çocukların okuma ve sayısal becerilerinde yaşanan düşüş, genç nüfusta okullaşma oranının düşmesi acil çözüm bekleyen sorunlar olarak karşımızda duruyordu. COVID-19 ile bu sorunlar ne yazık ki daha derinleşti. Dünya Bankası verilerine göre bu dönemde okullaşma kaybının uzun dönemli küresel ekonomik kayıp maliyeti 10 trilyon dolar olacaktır. UNESCO’nun raporuna göre bu sürecin sonunda dünyada tahminen 30 milyon çocuk okula dönmeyecektir. Okula dönmeyen bu çocuklar erken yaş evliliklerinin, çocuk işçiliğinin ve aile içi şiddet, cinsel istismar, taciz gibi olumsuz koşulların öznesi haline gelecektir.
Bu hususların da bilinciyle biz ülkemizin geleceğini şekillendirecek öncelikli konular arasında eğitimin önemine inanıyoruz.
Bu anlayışla COVID-19 sürecinde eğitimin normalleşmesine dair önerilerimize ilişkin ana başlıklar şöyledir:
- Eğitim de en az ekonomi ve sağlık alanları kadar öncelikli bir mesele olarak ele alınmalıdır.
- COVID-19’un ülkemizdeki seyrine ve muhtemel aşamalarına göre alternatif planlar üzerinde çalışılmalı, buna göre yapılan planlamalar kamuoyuyla açık ve net bir şekilde paylaşılmalıdır.
- Eğitim ve sağlıkla ilgili önceliklerin dengelenmesi sağlanmalıdır. Okullarımızı yeniden açmak için geliştirilen stratejiler eğitimin sürekliliği, öğrencilerin refahı ile öğrencilerin, ailelerinin ve eğitim çalışanlarının sağlığı arasında çok hassas bir dengeyi gözetmeyi gerektirmektedir. Bu kapsamda;
- Okulların açılması sürecinde okullar arasındaki eşitsizlikleri azaltacak önlemlere ve ayrıca çocukların eğitime erişimdeki eşitsizliklerini ortadan kaldıracak tedbirlere odaklanmak büyük önem taşımaktadır.
- Dezavantajlı gruptaki çocukların okullaşmasını teminen şartlı-şartsız maddi destekler sağlanarak eğitim ihtiyaçlarının önceliklendirilmesi ve karşılanması gerekmektedir.
- Zorunlu uzaktan eğitim süreci eğitimde sürdürülebilirliği arttırıcı, öğrenmeyi destekleyici yenilikleri hayata geçirmek için bir fırsat olarak kullanılmalıdır.
- Uzaktan eğitimin içeriği ve müfredatı öğrencilerin öğrenme kaybını en aza indirecek şekilde iyi planlanmalı ve geliştirilmelidir.
- Uzaktan eğitim için ölçme-değerlendirme yapılması için gerkeen çalışmalar yapılmalı, uzaktan öğrenmenin tanınması, ölçme ve değerlendirme koşullarının belirlenmesi gerekmektedir.
- Pandemide teknoloji kullanımı ve eğitimde fırsat eşitliğine dair sorunları çözecek tedbirler alınmalıdır.
- Düşük internet bağlantı hızı, bilgisayar, cep telefonu vb teknolojilere sahip olmama gibi ciddi temel engelleri bertaraf edecek ve herkesin eğitim hakkını koruyacak tedbirler alınmalıdır.
- FATİH projesi kapsamında teknolojik altyapısı güçlendirilen okulların yanında öğrencilere ve öğretmenlere gerekli teknolojik imkânların verilmesi mümkün kılınmalıdır.
- İnternet hizmet sağlayıcılarının ücretsiz bir şekilde öğrencilere hizmet sunmalarına imkan ve destek verilmelidir.
- Evinde erişim sağlayacak bir teknolojik araç olmayan öğrencilere bu tür dijital araçların dağıtılmalıdır.
- EBA TV üzerinden yapılan veli bilgilendirmelerinin ve eğitimlerinin daha sistematik olması ve çeşitlendirilmesi gerekmektedir. Özellikle, çocukların uzaktan eğitim sürecinde onlara nasıl destek sağlayacakları, teknolojik alt yapının amacı dışında kullanımının önüne geçilmesi adına anne-babaların teknolojik okur-yazarlıklarının geliştirilmesi sağlanmalıdır.
- Pandemi sırasında yüzyüze eğitime dönüş için de tedbirler alınmalıdır. Bu dönem pandeminin ülkemizde görüldüğü ilk dönemden farklı olarak işletmeler, kamu ve özel sektör çalışır haldedir. Yani veliler bu dönemde evde değil işlerindedir. Öğrenciler başlamış bir eğitim öğretim yılının devamında değil, yeni başlayan bir eğitim öğretim yılında doğrudan uzaktan eğitim ile öğrenim görmeye başlayacaklardır. Yeni sınıflar, yeni öğretmenler ve yeni öğrenciler ile başlayacak bu döneme özgü tedbirler mutlaka geliştirilmelidir. Bu kapsamda;
- Tüm Türkiye’de tek bir model değil bölgelere göre geliştirilmiş pandemi eğitim modeli uygulanmalıdır.
- “Okul sağlığı” anlayışı çerçevesinde yapılacak risk değerlendirme çalışmaları, risk gruplarına özgü tedbirler, risklerin önlenmesi, bertaraf edilmesi ve bir problem ortaya çıktığında o probleme müdahale planlarının önceden hazırlanması büyük önem taşımaktadır.
- Vaka sayıları belli bir rakamın altına düşmediği mühletçe, yaş gruplarına özel ve özgü eğitim modelleri üzerinde çalışılmalıdır. Bu kapsamda 7 yaş ve altı için mahalle kreşleri oluşturulmalı ve yüz yüze eğitim yapılmalıdır. 7 yaşından ortaöğretime kadar olan sınıflar için seyreltilmiş, ortaöğretim ve yükseköğretimde ise uzaktan eğitim uygulanmalıdır.
- Yüzyüze eğitim mümkün olmazsa 0-7 yaş arasında çocukların edindiği bilgilerin tüm yaşamlarını etkileyecek öğrenmeyi içerdiği ve bu dönemde yaşanacak öğrenme kaybının ileriki yaşlarda telafi edilemeyeceği de dikkate almak suretiyle uzaktan eğitim yoluyla verilecek okul öncesi eğitim-anaokulu müfredatını desteklemek üzere ailelere rehberlik edecek ve destek olacak eğitim destek materyallerinin evlere ulaştırılması sağlanmalıdır.
- Okul öncesi ve ilköğretim düzeyindeki öğrencilerin eğitimlerine evden devam edebilmelerini teminen ebeveynlerden en az birinin uzaktan eğitim sırasında öğrenciye evinde eşlik etmesi gerektiği göze alınarak düzenlemeler yapılmalıdır.
- Vaka sayıları nedeniyle uzaktan eğitime devam edilmesi durumunda ortaokul düzeyinde özellikle matematik, fen bilgisi ve yabancı dil bilgisi gibi uzaktan eğitimin verimli olduğu konulara öncelik verilmelidir. Lise düzeyinde ise öğrencilerin bilgi, birikim ve becerilerini destekleyici, ilerideki meslek seçimleri için de rehberlik edecek eğitim destek programları geliştirilmeli ve öğrencilerin kullanımına sunulmalıdır.
- Uzaktan eğitimin verimli bir şekilde sürdürülebilmesi için öğrencilere mutlaka eğitim destek materyallerinin (ders kitapları, destekleyici kaynaklar vb) temin edilmesi gerekmektedir.
- Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde pandemi döneminde uzaktan eğitim süreçlerinin nasıl yönetileceğine dair düzenleme yapılmalıdır.
- Öğrencilerden ve öğretmenlerden yüksek risk altında olanları korumak için Pandemi devam ettiği sürece eğitimin uzaktan devam edebilmesini teminen yasal düzenlemeler yapılmalıdır. MEB’in öğretmen sözleşmelerini ve devamsızlıkla ilgili yönetmeliklerini bu bakış açısıyla revize etmesi gerekmektedir.
- Yüz yüze eğitime başlanması halinde öğrenciler, eğiticiler ve eğitim çalışanları için, geçerli olacak hijyen ve kullanım alanlarına dair koşullar ve tedbirler tam olarak planlanmalı, düzenli test uygulaması gerçekleştirilmelidir. Bu testler sonucunda pozitif çıkan ve evde izolasyonuna karar verilen öğrencilerin öğrenme sürecinin devamı için de destekleyici uzaktan eğitim tedbirleri alınmalıdır.
- Yüz yüze eğitime ara verilmesi ile maddi anlamda sorunlar yaşayan servis araçları, kantinciler ve kırtasiyeler gibi eğitim ile ilgili desteğe ihtiyaç duyan sektörlere ilişkin tedbirler mutlaka alınmalı, sektörlerde SGK prim borçlarının affı, kredi borçlarının affı veya ötelenmesi gibi tedbirler uygulanarak destek mekanizmaları devreye sokulmalıdır.
- Uzaktan eğitime geçilmesi özel okul kontenjanlarının boş kalmasına resmi okullarda ise kontenjan fazlası oluşmasına sebep olmuştur. Pandemi sürecinde okullarda sınıf mevcutlarının seyreltilmesi gerektiği de dikkate alınarak özel okullara verilecek destek ile kontenjan paylaşımına gidilmeli, böylece okullarda kontenjan yığılmasının önüne geçilmelidir.
- Özel okul ücretlerinden alınan KDV’nin kaldırılması ve böylece eğitim ücretlerinde yaşanacak indirim ile veliler ve dolaylı olarak okullar desteklenmelidir.
- Kurslarda yüz yüze eğitime imkan verilmesi pandemi döneminde hedeflenen mesafelendirme ve izole etme gibi tedbirlerle de uyuşmadığından kurslara dair de gerekli rehberler oluşturulmalı ve tedbirler alınmalıdır.
DEVA Partisi olarak “Çocuklarımız ve Gençlerimiz Geleceğimiz, Eğitim Önceliğimiz” diyoruz. Eğitimin sürdürülebilir ve her çocuğumuz için eğitimin erişilebilir olmasını sağlayacak yol ve yöntemleri ortak akıl ile bulmak hedefiyle, eğitimin tüm taraflarının görüş ve önerileri alınması ve toplum, aile ve çocuk sağlığı odağı ile eğitimde fırsat eşitliğini gözeten planlamalar yapılması gerektiği hususundaki düşüncelerimizi kamuoyuyla paylaşırız.