Eğitim Politikaları Başkanlığı

Gençlerimiz, girişimcilerimiz, yarınlarımızı yükseltecek yenilikçi fikirlere ve motivasyona sahipler. DEVA ile yenilenecek Eğitim ve Ulusal İnovasyon Sistemimiz ülke olarak bilim ve teknoloji yarışında eksikliklerimizi ve bariyerleri kaldıracak. Gençlerimiz, girişimcilerimiz, yarınlarımızı yükseltecek yenilikçi fikirlere ve motivasyona sahipler. DEVA ile yenilenecek Eğitim ve Ulusal İnovasyon Sistemimiz ülke olarak bilim ve teknoloji yarışında eksikliklerimizi ve bariyerleri kaldıracak.

29 Mar 2021
1 milyar dolar versek Türkiye’de SpaceX yapan çıkar mıydı?

1 milyar dolar versek Türkiye’de SpaceX yapan çıkar mıydı?

Türkiye’nin teknoloji yarışında eksikleri ve kendine özgü engelleri var. SpaceX ilk 10 yılını 1 milyar dolar yatırımla sürdürdü. Köprü yapımına 4 milyar dolar ayıran Türkiye'de de böyle işler yapılabilir. Bunun için Çin ve Güney Kore örnekleri gibi henüz olgunlaşmamış alanlara yönelmeli, yetişmiş insan gücüne, üniversitelerle işbirliğine ve ARGE'ye ağırlık vermeliyiz

Alanında dünya çapında işler yapan kişilerden biri Prof. Dr. Mustafa Ergen. Akademik kariyerinin yanı sıra Türkiye’de kablosuz haberleşme ve 5G teknolojileri üzerine çalışıyor. Girişimci Kapital kitabının yazarı Ergen’le yeni teknolojileri ve Türkiye’nin bu alandaki yerini konuştuk.

Kablosuz iletişim ve yapay zekâ üzerine çalışıyorsunuz. Silikon Vadisi’ndeydiniz. Türkiye’ye dönmeye nasıl karar verdiniz?

Bence bizim kuşağın geri dönme ve ülkesine hizmet etme hayali vardır, en azından o zamanlar vardı. Türkiye’deki büyüme çok fazlaydı ve yükselen değerdi. Hem ilk çocuğumun doğması hem de kurucusu olduğum girişimin başarılı olarak sonlanması karar almamı kolaylaştırdı. Yurt dışında doktora yapanların geri dönememesinin sebebi dönecek yerlerin kısıtlı olmasıdır. Ben bu konuda şanslıydım. Doktora konularım kablosuz haberleşme olunca o devrin yükselen endüstrisinde bu konuda yer buldum. Bir mobil operatörün ARGE biriminde yerli baz istasyonu grubunu kurdum.

Türkiye’nin bu alanlardaki karnesi nasıl?

Kablosuz iletişim mobil teknolojiler 1990’larda hayatımıza girdi. Her ülkede olduğu gibi mobil servis sağlayıcılar yükselen, popüler ve lokomotif şirketler olarak öne çıktı. Maalesef biz bu fırsatı değerlendiremedik. Mobil şirketlerdeki insan kaynağı ve vizyon başından beri bu şekilde kurgulanamadı. Aynı döngü gittikçe de bozuldu, şirketlerin ARGE gücü olamadı. 2015 yılında bizim de içinde olduğumuz bir süreç neticesinde mobil operatörlerin yerli ürün alma oranı yüzde 3’ten yüzde 40’lara kadar çıkarıldı ama anlaşılan geç bir hamle olarak kaldı. Çünkü ne bir sermayedar bu alana girmek için yeltendi, ne de yerli tedarik ortamımız buna gücü yetecek büyüklükte idi. Bunda elbette bu sürecin makro planlamasının da etkisi var.

Fotoğraf: Barış Acarlı

Altına hücum Silikon Vadisi’ne şekil verdi

Girişimci Kapital kitabınızda girişimcilere, yatırımcılara işin her yönünü anlatmışsınız. Avrupa’da neden Silikon Vadisi gibi bir inovasyon merkezi olamadı?

2. Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika’nın seçtiği Ulusal İnovasyon Sistemi ile Avrupa’nın ve o zamanın Sovyetler Birliği’nin seçtiği yöntem farklı. Amerika teknoloji üretimini üniversiteler ve üniversiteden çıkacak şirketler ile şekillendirdi. Avrupa ve Sovyetler ağırlıklı olarak inovasyon sistemini üniversiteler, devletin enstitüleri ve laboratuvarları çerçevesinde ilerletti. Amerika’da üniversiteden inovasyonun ticarileşmesi için risk yatırım fonları yaratıldı. Bu fonlar verdikleri yatırım karşılığında hissedar olarak kurulan şirketlere ortak olarak, karı ve zararı paylaştı. Bu süreç teknolojiye vakıf, iş ve finansman piyasasına hakim, girişimcilerin reflekslerine yatkın bir risk yatırımcısı nüfusunu Amerika’da son kırk yıl içinde eleyerek yarattı. Silikon Vadisi’nde her çalışana hisse liberal bir ortam oluşturuldu. Bu metot ile bilginin dolaşması aynı Avrupa’daki Rönesans gibi olmuştur. İş değiştirme konusunda Amerika’nın, özellikle Kaliforniya’nın istihdam yasası mevcut ve bu yasa diğer eyaletlerde de yok. At will yasası bir şirketin istediği zaman çalışanını işten çıkarabilmesini, bir çalışanın da istediği zaman işten ayrılabilmesini sağlıyor. Bu yasa, örneğin altına hücum zamanında ihtiyaçtan doğmuş. Silikon Vadisi’ne şekil vermiş. Bu sistem Avrupa’da yok.

ABD ve Çin’in yapay zeka çekişmesi

Avrupa ve Japonya girişimcilikte neden ABD ve Çin’in gerisinde?

Avrupa ve Japonya kendi lider endüstrilerine sıkı sıkıya bağlı; refah seviyelerinin artması ve rekabetçiliklerinin düşmesi, genç nüfuslarının azalması yarışta onları geri bıraktı. Avrupa’nın yapay zeka için dijital pazar hamlesi ve AB fonlarındaki girişimcilik oranını arttırması ile Japonya’nın da yükselen robot dalgasında hali hazırdaki teknolojileri ile rol oynayacağını düşünüyorum. Çin devlet organizasyonu ile ilerledi. Büyük nüfusunun getirdiği devasa pazar ve maliyet avantajı kendini üretim yeri olarak konumlandırdı. Yurt dışında eğitim alan Çinli öğrenciler, Amerika’nın risk yatırım firmalarının Çin şubeleri ile ölçek ekonomisinin getirileri tetiklendi. Son yıllarda Çin kendi ekosistemini kurmuş ilerleyen bir yapıda benzer oyunu oynuyor. Bu oyunun Amerika’yı ne kadar rahatsız ettiği 5G konusunda Huawei ve TikTok örneğinde gün yüzüne çıktı, devlet müdahale etti. Şu anda iki devletin yapay zekadaki çekişmesi şimdiden 2. Soğuk Savaş olarak adlandırılıyor. ABD’nin uzay interneti ile de iletişim alanını coğrafi olarak domine etmeye çalışacaklarına şahitlik edeceğiz.

Ergen’in Wi-Fi alanındaki şirketi Silikon Vadisi’nde alanındaki ilk 5 startup arasında gösteriliyor (Fotoğraf: Barış Acarlı)

Düşük gelire doğru ilerliyoruz

Türkiye’de ekonomi yönetimi son dönemde sürekli değişiyor. Türkiye’nin yeni teknolojileri yakalaması, değişen dünyada yer alabilmesi için neler yapması gerekiyor?

Türkiye şu anda orta gelir tuzağına takılmış, düşük gelire doğru ilerliyor. Türkiye’nin teknoloji ve girişimcilik temelli dünyayı yakalamak için bir oyun planı olmalı. Aksi halde dünya pazarından aldığı pay gittikçe azalacak. Bu konuda diğer ülkelerin neler yaptığına bakabiliriz. Çin, Kore örneğinin bir devamı gibi aslında. Türkiye’de ise teknoloji yarışında eksikliklerimiz ve bariyerler mevcut. Bu eksikliklerin birincisi insan yetenek kapasitesi, ikincisi büyük şirketlerin olmayışı, üçüncüsü ise fikri haklar bariyeri. Örneğin, 2002 yılında kurulan SpaceX firması ilk on yılını bir milyar dolar yatırım ile sürdürdü ve onuncu yılında 40 tane fırlatma için müşterisi vardı. Baktığımızda bir köprünün maliyeti 4 milyar dolar, ATAK Helikopterleri için 3 milyar dolar harcandı. Türkiye’de kime 1 milyar dolar versek SpaceX çıkarabilir? Firmanın üst düzey bir çalışanı bana SpaceX’i anlatırken, sadece hidrojen, alüminyum, yazılım ve insan demişti. SpaceX, NASA’nın yetişmiş insan kadrosunun üzerine kuruldu. Ayrıca ülkemizdeki büyük şirket yapısı holding şeklinde ve bir şekilde bize benzeyen diğer ülkelerde de bu yapı mevcut. Bu tip yapılanma doğal olarak yurt dışı şirketlerin pazara kolay girmesi, yeni pazara girerken holdingin diğer şirketlerinin gücü ile riskin azaltılması, güvensiz iklimde siyasi güç ile dirsek temasında olmasından dolayı doğal olarak ortaya çıkmış yapılar. Türkiye’deki büyük şirketlerin yabancı ortakları var ve ARGE’ye ihtiyaçları yok bu da üniversiteler ile hayati bir kurmalarını engelliyor. Endüstri ve üniversite kendi içinde sarmala girmiş, sinerji yaratamıyor. Bunların yanında herkesin gittiği teknolojilere yönelirsek gelişmiş ülkelerin fikri haklar bariyerlerine takılıyoruz. Yasalarınızı esnetseniz bile bu sefer ürünler yurt dışında satışa sunulamamasından beklenen rekabetçi maliyete ulaşamıyor.

Peakgames ve Getir kuyu açtı

Ciddi bir sermaye sorunu varken Türkiye çıkış yolunu nasıl bulacak?

Kore bu sarmaldan halihazırda doyuma ulaşmış teknolojilerin ötesinde yeni teknolojilere yoğunlaşarak, gelişmiş ülkelerin ana iştigalinden yan bir yol seçerek, insan kaynağını ona göre ilerleterek ve doğru bir zamanda atılım yaparak çıktı. Örneğin geçenlerde Peakgames şirketi Amerikalı Zynga şirketi tarafından 1 milyar doların üzerinde bir değerleme ile satın alındı. Onun yarattığı ortam bile birçok şirketi doğurdu ve doğuracak. Peakgames’e “Sen Zynga’yı satın almak ister misin?” diye sorabileceğimiz bir altyapı oluşturulmalıdır. Finansman gücü yanında bu yarattığı oyun ekosistemini sistematik üniversite müfredatları ile, ARGE teşvikleri ile destekleyebileceğimiz, kendi içimizden bir monopol çıkarabileceğimiz fırsatları değerlendirmemizi sağlayacaktır. Aynı şekilde bugün Getir bu rallinin içinde. Bu bir nevi petrol aramak gibi, buldun mu kuyuyu büyütmek için hızla ilerlemek gerekiyor. Yoksa yanınıza başkaları kuyu açıyor.

Ülkeler 5G’de ilerliyor. 5G en çok neyi değiştirecek?

5G daha fazla sayıda bağlı cihazı idare edebilecek, akıllı şebekeden kendi kendine gidebilen arabalara kadar, birçok teknolojik yeniliği destekleyebilecek. 5G teknolojisi ile, akıllı fabrikalar robotlarla otomatikleştirebilecek. Evlerde akıllı ev uygulamaları kolayca hayata geçecek. Giyilebilir veya implante edilmiş tıbbi cihazlarla hayati değerler takip edilebilecek. Kişiselleştirilmiş tıp kavramına geçiş kolaylaştırılacak. “Tele-cerrahi” kavramı gelişecek. Şehirler sensörle kaplanabilecek ve “akıllı şehirler” kurulabilecek. Trafik kazalarının yaklaşık yüzde 95’i insan hatasından kaynaklanıyor. 5G, düşük gecikmeli ağlarda anlık haberleşme ve otonom sürüş sağlayarak, kazaları ve tıkanıklığı önlemekte büyük bir devrim yaratacak. 5G ile daha aktif kullanılarak yeni çalışma, eğlence ve eğitim fırsatları ortaya çıkacak. Örneğin bir tıp öğrencisi anatomi çalışırken sanal bir ameliyata dahil olabilecek, ya da bir mühendislik öğrencisi önemli bir deneyi sanki laboratuvardaymış gibi izleyebilecek.

İnternet hızının sorumlusu komşular

Wi-Fi teknolojileriyle ilgilisiniz. Siz şirketinizde neler yapıyorsunuz?

Her sene 4 milyar Wi-Fi cihazı pazara giriyor. Şu anda toplam 12 milyardan fazla cihaz var ve evlerimize kurduğumuz Wi-Fi modemlerin sayısı 1 milyar’ı geçmiş durumda. Wi-Fi teknolojisi kolay çalışması için lisanssız frekansta çalışan bir teknoloji ama bunun getirdiği handikaplar var. Ne kadar fibere yatırım yapsak, son model modeme para versek de enterferanstan dolayı performansta sorunlar yaşıyoruz. Biz bu sorunu anlamak ve çözmek üzere teknolojimizi geliştiriyoruz. En son noktada Wi-Fi hızı enterferanstan kaynaklı olarak düşüyor.

Neden Türkiye’de istediğimiz hıza ulaşamıyoruz? Nerede eksikler var?

Öncelikle maalesef fiber alt yapımız yetersiz. Türkiye OECD ülkelerinin çok gerisinde. Ayrıca Wi-Fi üzerinden internete erişimde hız ve kaliteyi kısıtlayan en büyük sorunumuz radyo enterferansı. Modeminizle aynı radyo kanalını kullanan yani sizin süper hızlı, spor araba özelliklerine sahip modeminizle aynı yolda traktör gibi hareket eden eski, ağır komşu modemi, maalesef sizin hızınızı ve yolculuk performansınızı kendi seviyesine düşürüyor. Tüm trafiğin en ideal şekilde yönetimine olanak sağlayacak bir çözüme ihtiyaç var.

Silikon Vadisi’nde şirket kurdu

Mustafa Ergen, ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği’nden üniversite birincisi olarak mezun oldu. Berkeley Üniversitesi Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimleri’nde yüksek lisans ve doktora yaptı. 2005’te Silikon Vadisi’nde 4. nesil haberleşme teknolojileri üzerine WiChorus şirketini kurdu ve bu şirket, 2009’da 200 milyon dolara satıldı. Bu tarihten sonra Türkiye’ye döndü. Boğaziçi ve Koç Üniversitelerinde dersler verdi. 2017’de İTÜ’ye profesör olarak katıldı. 5G alanında Türkiye’de yerli mobil teknolojilerin gelişmesi için öncü oldu. ODTÜ’den 8 defa Bülent Kerim Altay Ödülü aldı. Avrupa’nın 5G haberleşme platformunun yönetiminde kurucu üye olarak görev yapan Ergen, Berkeley Üniversitesi Asya-Ortadoğu-Afrika Girişimcilik Programı’nın Danışma Kurulu’nda. Ergen’in 50’nin üzerinde makalesi, tebliğ ve patenti var. 2 çocuk babası Prof. Dr. Mustafa Ergen.

Kaynak: https://gazeteoksijen.com/yaza...

Had we given $ 1 billion, could anyone in Turkey create a SpaceX?

Turkey has shortcomings and faces unique obstacles in the technology race. SpaceX carried forward its first 10 years with an investment of $ 1 billion. The same could have been done in Turkey, which devotes $ 4 billion to construct bridges. For this, we should turn to areas that are still not mature in the Turkish technology space, following the examples of China and South Korea, and focus on trained manpower, cooperation between universities, and R&D.

Prof. Dr. Mustafa Ergen is a person who accomplishes world-class feats in his field. In addition to his academic career, he works on wireless communication in Turkey and 5G technologies. We spoke with Ergen, who is the author of the book “Entrepreneurial Capital”, about the new technologies and Turkey’s place in this field.

You work on wireless communications and artificial intelligence. You used to be in Silicon Valley. How did you decide to return to Turkey?

I think our generation has a dream to return back and serve their country, at least used to have, back then. The growth in Turkey was substantial and was of rising value. Both the birth of my first child and the successful completion of the company I had founded made it easier for me to make the decision to return. The reason why Turkish Ph.D. students abroad cannot return is because of the limited spaces to return for. I was lucky in this regard. Because my doctoral subjects were in the fields of wireless communication, I found a place in these areas in a rising industry at that time. I established a local base station group in the R&D unit of a Turkish mobile operator.

How fares Turkey in this field?

Wireless communication, mobile technologies entered our lives in the 1990s. As in every country, mobile service providers stood out as rising, popular and thriving companies. Unfortunately, we could not seize this opportunity. The human resources and vision of mobile companies could not be built effectively from the very beginning. This meant a vicious cycle where these companies gradually deteriorated unable to build R&D power. In 2015, as a result of the process, we were also a part of, the rate of domestic product purchases of mobile operators increased from 3 percent to 40 percent. However, apparently, it was too late. Because neither investors attempted to enter this field, nor was our domestic supply environment large enough to afford it. Of course, the (the lack of?) macro planning of this process also had an effect.

Photo: Baris Acarli

Goldrush shaped the Silicon Valley

In your book “Entrepreneurial Capital”, you explained every aspect of the business to entrepreneurs and investors. Why couldn't there be an innovation hub like the Silicon Valley in Europe?

The National Innovation System chosen by the United States after World War II and the method chosen by Europe and then the Soviet Union were different. America shaped its technology production with universities and companies NOT CLEAR – YOU MEAN COLLABORATION BETWEEN universities and companies? Europe and the Soviets predominantly advanced their innovation system within the framework of universities, state institutes, and laboratories. Venture investment funds were created in the United States for the commercialization of innovation that came out of universities. These funds shared the profits and losses with companies established by partnering as shareholders in return for their investment. This process in America, through elimination, created in the last forty years a population of risk investors who are technology-savvy, proficient in the business and finance market, and amenable to entrepreneurs' reflexes. Shares for every employee created a liberal environment in Silicon Valley. With this method, the circulation of information was just like the Renaissance in Europe. America, especially California, has an employment law when it comes to changing jobs, and it does not exist in other states. At will the law ensures that a company can fire its employee at any time and that an employee can quit whenever they want. This law was born out of necessity, for example, during the gold rush. It shaped Silicon Valley. This system does not exist in Europe.

The US and China's rivalry in AI

Why are Europe and Japan lagging behind the US and China in entrepreneurship?

Europe and Japan are firmly committed to their leading industries; the increase in their prosperity and decline in their competitiveness and the decrease of their young population left them behind in the race. I think Europe, with its digital market move towards artificial intelligence and the increase in the rate of entrepreneurship funds in total EU funds, and Japan, with its current technologies in the rising robot wave will play an important role. China leaped forward with the state organization. The huge market and cost advantage brought about by its large population positioned it as a place for production. With Chinese students studying abroad, and with Chinese branches of America's risk investment firms, returns from economies of scale were triggered. In recent years, China has been playing a similar game in a progressive structure, having established its own ecosystem. How much this game bothers America surfaced in the case of Huawei and TikTok in 5G: the state intervened. Currently, the rivalry between the two states in artificial intelligence is already being called the Second Cold War. We will witness the USA trying to dominate in the communication area geographically with space internet.

Ergen's company in the field of Wi-Fi is listed among the top 5 startups in Silicon Valley (Photo: Barış Acarlı)

We are moving towards low income

Economic management in Turkey is constantly changing in recent times. What must Turkey do to seize the new technologies, to be able to take a place in a changing world?

Turkey is currently stuck in the middle-income trap, moving towards low income. Turkey has to have a game plan to catch up with the world that is based on technology and entrepreneurship. Otherwise, its share in the world market will gradually decrease. We can look at what other countries have done in this regard. China is actually like a continuation of the Korean example. Here in Turkey we have shortcomings and are facing barriers in the technology race. The first of these shortcomings is human talent capacity, the second is the absence of large companies, and the third is the intellectual rights barrier. For example, the company SpaceX, founded in 2002, spent its first decade with an investment of one billion dollars, and in its tenth year, it had customers for 40 launches. When we look at it, the cost of a bridge is 4 billion dollars and 3 billion dollars were spent for ATAK Helicopters. Who could create a SpaceX in Turkey had we given them $ 1 billion? When a senior employee of the firm was telling me about SpaceX, he said “just hydrogen, aluminum, software, and people”. SpaceX was built on top of NASA's trained human staff. Furthermore, the structure of the large companies in our country is in the form of holdings and there is also a similar structure in other countries that are similar to us. This type of structure naturally emerged due to the easy entry of foreign companies into the market, which reduced the risk with the power of other companies in the holding while entering the new market and being in contact with political power in an unsafe business climate. The major companies in Turkey have foreign partners and they have no need for R&D, preventing them from setting up vital ties with the universities. Industry and university are in a spiral of operating separately and cannot create synergy. In addition to these, if we turn to technologies that everyone goes to, we get stuck in the intellectual rights barriers of developed countries. Even if you stretch your laws, this time the products cannot reach the competitive cost expected, because of not being able to be sold abroad.

Peak games and Getir drilled a well

How will Turkey find a way out while there are serious problems with capital?

Korea came out of this spiral by focusing on new technologies beyond already saturated technologies, choosing a side path from the main business of developed countries, advancing human resources accordingly, and making a breakthrough at the right time. For example, the company Peakgames was recently acquired by the American company Zynga with a valuation of over $ 1 billion. At the very least, the environment this has created gave birth to and will give birth to many other companies. IS MY EDIT, CORRECT? An infrastructure should be achieved where we can ask Peakgames “do you want to buy Zynga?”. Besides financial power, this will enable us to take advantage of the opportunities where we can support the game ecosystem created with systematic university curricula, R&D incentives, and create a monopoly from among usNOT CLEAR. Likewise, today, Getir is in this rally. It's kind of like oil prospecting, once you strike oil, you must move rapidly to enlarge the well. Otherwise, others next to you dig wells.

Countries are moving forward on 5G. What will 5G change the most?

5G will be able to support many technological innovations, from smart grids to self-driving cars, handling many more connected devices. With 5G technology, smart factories will be able to be automated with robots. Smart home applications will be easily implemented in homes. It will be possible to monitor vital statistics with wearable or implanted medical devices. The transition to the concept of personalized medicine will be facilitated. The concept of "tele-surgery" will evolve. It will be possible to cover cities with sensors to establish "smart cities". Approximately 95 percent of traffic accidents are caused by human error. 5G will revolutionize our ability to prevent accidents and congestion by providing instant communication and autonomous driving in low latency networks. With the more active use of 5G, new opportunities will emerge in work, entertainment and education. For example, a medical student will be able to carry out virtual surgery while studying anatomy, or an engineering student will be able to watch an important experiment as if they were in a laboratory.

Neighbors responsible for internet speed

You are interested in Wi-Fi technologies. What are you doing in your company?

4 billion Wi-Fi devices enter the market every year. Currently, there are more than 12 billion devices in total, and the number of Wi-Fi modems we install in our homes has exceeded 1 billion. Wi-Fi technology is a technology that works on unlicensed frequency for ease of operation, but there are handicaps caused by this. No matter how much we invest in fiber or pay for the latest model modem, we are experiencing performance problems due to interference on unlicensed frequencies. We are developing our technology to understand and solve this problem. Wi-Fi speed drops due to interference.

Why can’t we reach desired speeds in Turkey? What is missing?

First of all, unfortunately, our fiber infrastructure is insufficient. Turkey is far behind other OECD countries. In addition, our biggest problem that limits the speed and quality of accessing the internet over Wi-Fi is radio interference. The old, heavy modem of your neighbor, that moves like a slow tractor on the same road as your modem, using the same radio channel as your modem, with super-fast sports car features, unfortunately, reduces your speed and travel performance to its own level. There is a need for a solution that will allow all traffic to be managed in the most optimal way.

Founded a company in Silicon Valley.

Mustafa Ergen graduated from METU Electrical and Electronics Engineering as valedictorian. He completed his master's and doctorate degrees in Electrical Engineering and Computer Science at the University of Berkeley. In 2005, he founded WiChorus company on 4th generation communication technologies in Silicon Valley, and this company was sold for 200 million dollars in 2009. He thereafter returned to Turkey and gave lectures at Boğaziçi and Koç universities. He joined ITU as a professor in 2017. He is a pioneer in the development of native mobile technology in the field of 5G in Turkey. He received Bülent Kerim Altay Award 8 times from METU. Ergen, who served as a founding member in the management of Europe's 5G communication platform, is on the Advisory Board of the Berkeley University Asia-Middle East-Africa Entrepreneurship Program. Ergen has more than 50 articles, communiqués, and patents. Prof. Dr.Mustafa Ergen is the father of two children.

  • İLGİLİ ETİKET:
  • #EĞITIM SISTEMI
  • #EĞITIMINDEVASI
  • #YATIRIM

SONRAKİ HABER

Sayın Genel Başkanımız Ali Babacan'ın Mersin İl Kongresindeki Eğitim Hakkında Konuşması

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar

29 Mar 2021