AK Parti tarafından "Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi" 30 Eylül 2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuştur. 17 Maddelik Kanun Teklifi ile mevzuatta yapılması öngörülen değişiklikler ve getirilen yeni düzenlemeler incelendiğinde 2 maddesi ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun ek 3. Maddesi ile 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununun ek 158 inci maddesinde değişiklik yapılmasının planlandığı anlaşılmaktadır.
Kanun teklifinin genel gerekçesinde vakıf yükseköğretim kurumlarının tıp fakültelerinde öğrenim gören öğrencilerin gerekli ve yeterli teorik ve/veya uygulamalı eğitimi almalarına katkı sağlanması, Sağlık Bilimleri Üniversitesinin mütevelli heyetinin yapısının ilgili Anayasa Mahkemesi Kararı doğrultusunda yeniden belirlenmesi ve üniversitenin yurtdışı birimlerinde istihdam edilecek personelin özlük haklarında yaşanan belirsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik düzenlenmelerin hayata geçirilmesi amaçlandığı ifade edilmektedir.
Bu kapsamda teklifin 6. Maddesi ile yapılacak değişikliğin gerekçesi olarak; kendisine ait hastanesi olmayan vakıf yükseköğretim kurumlarının, tıp fakültesi öğrencilerinin uygulama eğitimini ortak kullanım (afıliasyon) protokolü çerçevesinde özel hastanelerde yürütüldüğü, özel hastanelerde hastanın, başta hekim seçeneği olmak üzere diğer imkanları dikkate alarak ödediği ilave ücret çerçevesinde kendisiyle ilgilenilmesini istemesinin sağlık personeli ve tedavi hizmetinin kalitesini ve uygulamalı eğitim sürecini sınırlandırdığı, ayrıca zaman zaman özel hastane yönetimi ile vakıf yükseköğretim kurumu yönetimi arasında ortaya çıkan yönetim çatışmasının; öğrencilerin ortada kalmasına, insan sağlığını hatta hayatının teslim edileceği tıp fakültesi öğrencilerinin uygulamalı eğitimlerinde ciddi aksamalara yol açtığı ifade edilmiştir. Bu nedenle tıp fakültesi öğrencilerinin gerekli ve yeterli teorik ve/veya uygulamalı eğitimi alarak sağlık hizmeti sunumuna katılmalarının da doğrudan toplum sağlığı ile ilgili olduğu gözetilerek kendi mülkiyetinde, ruhsatı ve işletme hakkı kendisine ait hastanesi olan vakıf yükseköğretim kurumlarının Tıp Fakültesi açmasının kamu yararı gereği olduğu belirtilmiştir.
Bu çerçevede yapılan düzenleme ile tıp fakültesi kurmak isteyen vakıf yükseköğretim kurumlarının maddede belirlenen şartları haiz olma zorunluluğu getirilmektedir. Tıp eğitimi için gerekli şartlar Yükseköğretim Kurulu tarafından; sağlık hizmetleri sunumu için gerekli olan şartlar ise Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenecektir.
Öte yandan anılan düzenleme ile halihazırda mevcut Vakıf Üniversitesi ve Özel Hastaneler arasında mevcut protokoller geçerli sayılmakta olup bu yönden bir mağduriyet veya sözleşme serbestisi ihlali bulunmamaktadır.
Ancak anılan düzenleme ile vakıf üniversitelerinin yeni kurulacak tıp fakültesi bölümleri veya öğrenci kabul edebilmeleri için hastane sahibi olmaları veya işletme sahibi olmalarına dair şart getirilmektedir. Bu da vakıf üniversitelerinin tıp fakültesi açmalarını zorlaştırmaktadır. Hasta sağlığı ve kamu yararı yönünden düzenlemenin uygun olduğu değerlendirilmektedir.
Kanunun 7. Maddesi ile 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununun ek 158 inci maddesinin Sağlık Bilimleri Üniversitesi Mütevelli Heyetinin oluşturulmasına ilişkin hükümlerinde Anayasa Mahkemesinin 2/11/2016 tarih 2015/61 E.-2016/172 K. sayılı kararı doğrultusunda değişiklik yapılarak mahkeme Kararının gerekçesine uygun şekilde bilimsel özerkliğin temini amaçlanmıştır. Bu kapsamda; değişiklik ile mütevelli heyetinin AYM kararı doğrultusunda özerkleştirildiği ifade edilmektedir ve uygulamada üniversite bütçeleri Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığı tarafından onaylandığından heyetin yetkisi onaydan görüş vermeye, üniversitelerin “basit” işbirliği ve proje konularında da mütevelli heyetinin toplanması gerekmemesi gerekçesiyle bu konudaki karar verme yetkisi katkı vermeye indirgenmiştir. Öte yandan yurtdışı teşkilatlanmada da yetki Cumhurbaşkanında olduğundan mütevelli heyetinin buna dair yetkisi kaldırılmıştır. Düzenleme ile AYM kararına uygun olarak özerklik sağlanmış olup, yetkileri karar almaktan ziyade görüş bildirme seviyesine çekilmiştir.